19 Mart 2016 Cumartesi

Kırmızı Saçlı Kadın - Orhan Pamuk


"Uzun bir süre kimseyle konuşmadım; içime döndüm. Dünya ile arama uzaklık koydum. Dünya güzeldi, içim de güzel olsun istedim. İçimde bir suçluluk, hatta kötülük yokmuş gibi yaparsam, yavaş yavaş kötülüğü unuturdum. Böylece hiçbir şey olmamış gibi yapmaya başladım. Hiçbir şey olmamış gibi yaparsanız ve gerçekten de hiçbir şey olmuyorsa, hiçbir şey olmaz sonunda."



Kırmızı Saçlı Kadın, Nobel Edebiyat Ödüllü yazarımız Orhan Pamuk'un bu yıl çıkan ve çok ses getiren kitabı. Kitap 3 ana bölümden oluşuyor. İlk bölüm baş karakterimiz Cem'in çocukluğunu anlatıyor. Ailesi, babasının onları terk edişi, para kazanmaya başlaması ve çırak olarak yanında çalıştığı kuyu ustası Mahmut Usta... Bu bölümde en dikkat çekici nokta ise Cem'in ilk aşkı Kırmızı Saçlı Kadın ile tanışması.
İkinci bölüme geçtiğimizde Cem'in büyüyüp inşaat sektöründe dünyaya açılması ve evliliğini görüyoruz. Her şey yolunda giderken ise geçmişi Cem'in karşısına hiç ummadığı bir anda çıkıyor.
Üçüncü ve son bölüm ise anlatıcının değiştiği ve olayları Kırmızı Saçlı Kadının gözünden gördüğümüz bölüm.
Açıkçası ben kitap hakkında ne düşüneceğimi bilemiyorum. Okurken bazı noktalarda sıkıldım ancak kurgusu hoşuma gitti. Sonunu ise tahmin edilebilir buldum. Yine de akılda kalıcı ve insani etkileyen bir roman.



"Kasabanın ışıkları gözükmüyordu; gök lacivertti ama yıldızların ışıltısı sanki alemi turuncu yapmıştı. Biz de sanki bu alemde koskocaman bir portakalın üzerine oturmuş, karanlıkta uyumaya çalışıyorduk. Göğe çıkıp yıldızların ışıltısına ulaşmak yerine, şimdi üzerinde uyuduğumuz toprağın içine girmeyi hayal etmemiz doğru muydu?"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder