23 Nisan 2016 Cumartesi

Kırlangıç Dönümü - Sinan Sülün



"Kendi benliğine güzellikler katman için aşık olmak isteyen kişi aşkın ne olduğunu bilemezdi. Aşk hiç ummadığınız, hiç beklemediğiniz bir anda buluverirdi sizi. İnsan aşık olmayı seçmezdi. Aşk onu seçerdi. Sadece varlığını kaybetmeye hazır olan insan o kapıdan içeri girebilirdi."


 

Son satırları okuyup kitabın kapağını kapatırken düşündüğüm tek şey "Keşke bitmeseydi" cümlesi idi. Bir duygu bu kadar mı güzel bu kadar mı içimize dokunacak şekilde anlatılır... Aşk ve politikanın harmanlanması ile oluşan bir hikaye.
Ali haksız yere hapse atılmış ve on yılını parmaklıklar ardında geçirmiş bir genç. En sonunda özgürlüğüne ve hayranı oldu mavi gökyüzüne kavuştuğunda ablasının yanında yaşamaya başlar. Bir yandan çevirmenlik yaparken bir yandan da eniştesinin çiçekçi dükkanında ona yardım eder. Komşu cafenin bahçesi ise Verdayı ilk gördüğü yer olur. O ilk görüş ile başlayan duygulara Alinin zorlu geçen on yılının etkileride eklenir. Alinin psikolojik durumu, hisleri ve sınıf farklılıklarının böyle güzel kelimeler ile anlatılması sık rastlanan bir durum değil. Tam da bu yüzden kitaplığın en güzel köşesini hak eden bir kitap.


"Çünkü aklımız bencil. Belki de kılavuzumuz aklımız değil, kalbimiz olmalı. Eğer kalbinle düşünürsen sevdiğin kişinin senden önce ölmesini dilersin."


"Babaannem her insanın içinde iyinin ve kötünün olduğunu söylerdi. İçindeki kötüyü yok edersen iyi bir insan olursun. Fakat iyi insan olmak yetmez. Çünkü iyilik bile içinde kibir barındırır. Eğer bir şey olacaksan, iyiyi de yok edip hiç olmalısın."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder