Sıfır - Tunç Kılınç
"Önceden tehlikenin geleceğini hissetsen bile üzerine gidersin bazen. İçindeki duvara tosladığında, kendini etrafındaki bir duvara vurma isteği duyarsın. Bilirsin, derinlerdeki yıkım arzusu dış dünyanı da yıkacaktır. Ancak umursamazsın."
Ben bu kitabı ne kadar beğendiğimi anlatacak kelime bulamıyorum. Herşeyi ile çok başarılı... Her sayfada altını çizdiğim en azindan bir cümle var neredeyse. Üzerine bol bol düşünülecek, dersler çıkarılacak, hayatınızı nasıl yaşadığınızı sorgulatacak bir kitap. Bana Dante'nin İlahi Komedya'sını hatırlattı başlarda. Başkarakterimiz Ali, bir arkadaşının ölüm haberini aldıktan sonra kaza geçirir. Durumu ağırdır ve aylar süren bir dizi ameliyata maruz kalır. Ancak, Ali bu sürede bilinçsiz yahut uykuda değildir. Aksine Peponide bir çok insan ile tanışmakta ve bir süre sohbet etmektedir. Kimler yok ki Peponide; Einstein, Steve Jobs, Andy Warhol... Konuştuğu her kişi hayatının bir bölümünü sorgulatır Aliye.
"Hayatım boyunca kendim olabileceğim bir yer aradım. Bu yer bazen bir insanın yüzü oldu, bazen sevdiğim bir kitapta altını çizdiğim cümle, bazen ölüler gibi haftalarca susmanın saltanatını yaşamak, bazen de denizin köpüren mavi kaosunda eritmekle gözlerimi. Ama yetmedi bunlar.
İnsanın kendi olabileceği tek yer kalbidir dedim sonra, insan yalnızken kendisidir diye de uzattım."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder